Gemi geri dönüşümde kira sözleşmesi engeli
Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği Başkanı Kamil Önal, AB Gemi Geri Dönüşüm Yönetmeliği ve Hong-Kong sözleşmesi yaptırım ve uygulamalarına uyumlu faaliyetler içinde bulunan tesislerinin, özellikle AB bayraklı armatör ve denizcil...
Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği Başkanı Kamil Önal, AB Gemi Geri Dönüşüm Yönetmeliği ve Hong-Kong sözleşmesi yaptırım ve uygulamalarına uyumlu faaliyetler içinde bulunan tesislerinin, özellikle AB bayraklı armatör ve denizcilik firmalarının önümüzdeki dönemde tercih edeceği önemli bir söküm merkezi olacağını işaret etti
Günümüzde doğal kaynaklar azalırken geri dönüşüm büyük önem kazanıyor. Dünya üzerinde yüzde 98’i çelik bununda yüzde 95’i yeniden kullanılabilir madde olan bir hurda bulunmadığı için gemi geri dönüşüm sektörü ekonomik ve çevresel açıdan ön plana çıkıyor. Sektörün yıllık ekonomik büyüklüğü ise 300-350 milyon dolar. 2019 yılında Asya ülkeleri içinde 3. sırada yer alan Türkiye, 650 bin ton çelik ağırlığında geminin sökümünü yaparak kapasite ve çalışan sayısı açısından dünya gemi geri dönüşüm tesisleri içerisinde önemli yer teşkil ediyor. Sektör bin 200 kişiye direkt, dolaylı olarak 10 bin kişiye istihdam sağlıyor.
Pandemi öncesi Şubat ayının ilk haftasında ton başına 270 dolar olan gemi hurda fiyatlarının, korona virüs salgınının demir çelik sektöründeki global etkileri nedeniyle 210 dolara kadar gerilediğini kaydeden Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği Başkanı Kamil Önal, ülkemizin yıllık ortalama 19 milyon ton hurda ile dünyanın en büyük demir çelik ithalatçılarından biri olduğunu ve hurda temininde dışa bağımlılığın ve ithalatın düşürülmesinin önemli bir husus olduğunu söyledi.
Dünya üzerinde büyük bir rekabetin başladığını ve bu süreçte firmaların kalıcı yatırımlar yapmasının büyük önem taşıdığını vurgulayan Önal, sektörün önündeki en önemli engelin 2026 yılında sona erecek kira sözleşmelerinin olduğuna dikkat çekti.
Eylül ayı itibariyle tesislerine 603 bin ton çelik ağırlığında 87 gemi geldiğini ve yıl sonu hedeflerinin 750 bin tonu aştığını belirten Önal, sektördeki gelişmelere ışık tuttu.
Derneğiniz hakkında bilgi vererek, faaliyetlerinizden bahseder misiniz?
Ülkemizde en büyük sorunlardan biri; çevre ve iş sağlığı açısından risk teşkil eden sektörlerde örgütlenme, planlama eksikliği, faaliyetlerin düzensizliği ve disiplin içerisinde yapılamıyor olmasıdır. Yaşanan çevre kirlilikleri ve iş kazalarının başlıca sebebi budur. Devletin ilgili birimlerinin elindeki imkânlarla binlerce işletmeyi her an denetlemesi, faaliyetlerini izlemesi mümkün gözükmemektedir. Tesisler faaliyet alanlarında örgütlenerek, kendi oto kontrol mekanizmalarını kurmaları ve işletmeleri gerekmektedir. Bu kapsamda 2001 yılında dernek, merkezini Aliağa Gemi Söküm bölgesine taşıyarak örgütlenmiş, çalışma koşullarını düzeltme, çevre ve iş sağlığı ile ilgili tüm kurallara uyma kararlığı ile bugünkü başarının temellerini atmıştır. Derneğimiz ilk icraat olarak Atık Yönetim Merkezini kurdu ve Türkiye de ilk defa Çevre ve Şehircilik Bakanlığından ‘Bölgesel Atık Yönetimi’ izni aldı.
Dernek faaliyet ve uygulamaları diğer ülkeler için örnek model olarak çeşitli örgütler tarafından dile getirildi. Bu yıllardan itibaren derneğimiz tarafından başlatılan eğitim ve bilinçlendirme seferberliği ile iş kazaları ve çevre etkileri alınan tedbirler sayesinde önlendi / minimum seviyeye indirildi.
Bugün bölgesel atık yönetim hizmeti yanında, tam donanımlı ambulansı, itfaiye aracı deniz kirliliklerine acil müdahale koordinasyonu, ekipman desteği ve eğitim faaliyetleri ile üyelerine hizmet ediyor. Yıllar içerisinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tersaneler ve Kıyı yapıları Genel Müdürlüğü ve Dernek yetkilileri ile söküm alanlarındaki çevre ve iş sağlığı yatırım ve tedbir kriterleri belirlendi. Kriterlere uyma konusunda kararlılık gösteren firmalar sektörün geleceği adına zor günlerde öz kaynaklarından yaptıkları yatırımlarla dernek önderliğinde rehabilite olma kararlılıklarını gösterdiler. Dernek, yatırımların her aşamasında danışman gibi görev yaparak, üyelerinin kararlılıklarına destek oluyor.
Katma değeri yüksek olan bu sektörde yıllık işlem kapasiteniz nedir? Sektör ne kadar gelir sağlıyor?
Sektörümüz yıllık 1 milyon çelik ağırlığında (LDT) kanıtlanmış gemi geri dönüşüm kapasitesi ile hurda gemilerin çevre ve iş sağlığına uyumlu gemi geri dönüşümü için önemli bir adres. Üye firmalarımız, kapasitelerini iki katına çıkarma becerisine / iş gücüne sahip. Sektörümüzün yıllık ekonomik büyüklüğü ise 300-350 milyon dolar.
Son dönemde tesislerinize kaç adet kurvaziyer gemisi geldi? Bu gemilerin geliş sebepleri nedir? Gemilerin başta asbest olmak üzere tehlikeli atık açışından değerlendirmesini yapabilir misiniz?
2020 yılı içinde tesislerimize 5 adet kurvaziyer gemisi geldi. Bu sayının artması bekleniyor. Bu gemilerin topluca hurdaya çıkmalarının ana sebebinin pandemi kaynaklı olduğunu söyleyebilirim. Uluslararası atık raporları ile gelen ve ülkemizde söküm öncesi uzmanlarımız ile teyit edilen gemilerin asbest ve diğer tehlikeli atıklar yönünden gemi geri dönüşüm tabiri ile yeşil gemiler olduğunu tespit etmiş bulunmaktayız.
2020 yılında başlayan pandemi sektöre nasıl yansıdı? Yakın gelecekteki hedefleriniz nedir?
Pandemi sürecinde tesislerde gerekli önlemler alınarak faaliyetlere devam ediliyor. Pandemi öncesi Şubat ayının ilk haftasında ton başına 270 dolar olan gemi hurda fiyatlarının korona virüs salgınının demir çelik sektöründeki global etkileri nedeniyle 210 dolara kadar geriledi.
Yılın ilk üç ayında 31 adet gemi tesislere getirilerek söküme alındı. Bu süreçte bölgedeki demir çelik fabrikalarının hurda hammadde ihtiyaçları karşılandı. Korona virüsle mücadele sürecinde üretim ve istihdamı koruma kararlılığı gösterildi. Bu süreçte gemilerin sadece römorkör yedeğinde (personelsiz) getirilmesi kaynaklı olarak bağlantılarda bekleme sonucu yılın ilk 3 ayında (150 bin ton) 2019 yılı ilk üç ayına göre (290 bin ton) 140 bin tonluk düşüş tespit edildi.
Yılın ilk üç ayındaki düşüş Haziran–Temmuz-Ağustos aylarında telafi edildi. Eylül ayı itibariyle tesislerimize 603 bin ton çelik ağırlığında 87 gemi geldi. Yıl sonu hedefimiz 750 bin tonu aşmaktır.
Gemi geri dönüşüm sanayisinin ülke ekonomisine katkısını değerlendirir misiniz?
Gemi geri dönüşüm sektörü, denizcilik sektörünün iç dinamiklerine olumlu etkiliyor. Filo tonaj sayısını dengeleyerek navlun fiyatlarına etki eder. Gemi inşa sanayinin yeni siparişler almasını sağlar. Bu saptama; navlun bedellerinin yalnızca ekonomik aktiviteye bağlı olmadığını aynı zamanda sektördeki gemi tonaj eksikliği ya da fazlalığı ile ilgili olduğunu göstermesi açısından önemli.
Ülkemiz yıllık ortalama 19 milyon ton hurda ile dünyanın en büyük demir çelik ithalatçılarında biri. Hurda temininde dışa bağımlığın ve ithalatın düşürülmesi önemli bir husus. Gemi Geri Dönüşüm sektörünün ekonomiye katkılarını üç temel başlıkta inceleyebiliriz. İlk olarak hammadde açısından baktığımızda, demir çelik fabrikaları ve haddehaneler hurda hammadde ihtiyaçlarını sağlıyor. Ayrıca hurda hammadde ithalatının düşürülmesine ve yassı demir çelik mamullerinin üretim kalite standartlarının artırılmasına katkı sağlar.
Katma değer açısından ise demir çelik fabrikalarının ithal hurda hammadde tedarik maliyetlerin düşürülmesi sonucu döviz tasarrufu sağlıyor.
Sektör, bin 200 kişiye direkt, gemi geri dönüşüme bağlı olarak gelişen; gemi yan sanayi, tekne bakım/tamir sanayi, haddehaneler, müteahhitler, taşeronlar, nakliyeciler ve yardımcı hizmetler ile birlikte 10 bin kişiye dolaylı istihdam sağlıyor.
Sektörün Türkiye’deki ve dünyadaki yeri nedir? Dünya pazarındaki rekabette kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz?
Akdeniz çanağında legal bir sektör olarak faaliyet gösteren Türk Gemi Geri Dönüşüm Sanayi, çevre ve iş sağlığı en iyi uygulamaları ile AB bayraklı ve diğer gemilerin geri dönüştürüleceği bir ülke olarak her zaman tercih ediliyor.
Ülkemiz; gemi geri dönüşüm sanayinin kolay bulunabilir kalifiye iş gücüne sahip olması, Avrupa pazarına yakınlığı ve Akdeniz çanağında gemi geri dönüşüm endüstrisine sahip tek ülke olması açısından avantajlı. Tesislerinin toplu olarak Aliağa bölgesinde bulunması, OECD Üyesi olunması, Basel sözleşmesi uygulamalarına tam uyum, Atık Yönetim sağlık ve iş güvenliği en iyi uygulamalar, OECD içindeki devlet gemilerinin sökümü, global büyümenin yavaşlaması ve dernek çatısı altında örnek örgütlenmesi gibi önemli avantajlara sahip.
2019 yılında 650 bin ton çelik ağırlığında geminin sökümü yapılarak kapasite ve çalışan sayısı açısından dünya gemi geri dönüşüm tesisleri içerisinde önemli yer teşkil eden ülkemiz diğer Asya ülkeleri içinde ise 3. sırada yer aldı.
AB Gemi Geri Dönüşüm Yönetmeliği ve Hong-Kong sözleşmesi yaptırım ve uygulamalarına uyumlu faaliyetler içinde bulunan tesislerimizin özellikle AB bayraklı armatör ve denizcilik firmalarının önümüzdeki dönemde tercih edeceği önemli bir söküm merkezi olacağı bir gerçek.
Önümüzdeki yıllarda diğer söküm ülkeleri ile yoğun bir rekabetin yaşanacağı yadsınamaz bir gerçek olarak görülüyor. Bu rekabetin söküm faaliyetlerinde çevre ve işçi sağlığının korunmasına önemli katkıları olacak.
Sektörde karşılaştığınız zorluklar nelerdir?
Gemi söküm faaliyetleri işin doğası olan parçalama faaliyetleri nedeniyle, görsel açıdan dezavantajlı bir durumda. Yıllarca 3. dünya ülkelerinin yaptığı ‘diğer ülkelerin çöpünü alıyoruz’ şeklinde oluşan kamuoyu algısının doğru olmadığı, AB bayraklı gemilerin sökümüne talip olan Avrupa ülkelerinde faaliyette bulunan 20’den fazla gemi geri dönüşüm tesisi ile anlaşıldı.
Doğal kaynakların azaldığı günümüzde geri dönüşümün önemi bir kez daha önem kazandı. Dünya üzerinde yüzde 98’i çelik bununda yüzde 95’i yeniden kullanılabilir madde olan bir hurda bulunmamakta. Gemi geri dönüşümü bu nedenle ekonomik ve çevresel açıdan yapılmaya değer bir sektördür.
Gemi geri dönüşüm sanayinin gelişimi için neler yapılmalı?
AB Gemi Geri Dönüşüm Yönetmeliği ve Hong Kong sözleşmesi ile Avrupa Birliği, Asya ve diğer ülkelerinde dahil olduğu bir rekabet süreci başladı. Süreçte firmaların kalıcı yatırımlar yapması büyük önem arz ediyor. Ancak sektörün önündeki en önemli engel 2026 yılında sona erecek kira sözleşmeleri.
Firmaların kira sözleşmelerinin gemi inşa sektöründe olduğu gibi sözleşme bitim tarihi olan 2026 tarihi beklenilmeden uzatılması sektörde kalıcı yatırımların devamı ve rekabet için önemli bir husus.