“Lozan Türkiye Cumhuriyeti’nin doğumudur”

Dikili Belediyesi “94. yılında Lozan'dan günümüze adalet ve basın” konulu panel düzenledi. Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda temel unsur olan Lozan Barış Antlaşması’nın 94’ncü yıldönümü nedeniyle Dikili Atatürk...

Özgürses Gazetesi
02:26 -
Abone ol
“Lozan Türkiye Cumhuriyeti’nin doğumudur”

Dikili Belediyesi “94. yılında Lozan’dan günümüze adalet ve basın” konulu panel düzenledi.

Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda temel unsur olan Lozan Barış Antlaşması’nın 94’ncü yıldönümü nedeniyle Dikili Atatürk Meydanı’nda “Lozan’dan günümüze adalet ve basın” başlıklı panel gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Dikili Belediye Başkan Yardımcısı Avukat Çiğdem Elibol’un yaptığı panele, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, FOX TV Haber Genel Yayın Yönetmeni Doğan Şentürk’le İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan konuşmacı olarak katıldı.

“Ödün Vermeyeceğiz”

Açık havada yoğun katılımla gerçekleşen panelin açılışını, Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun yaptı. Başkan Tosun, konuşmasında Lozan’ın önemine değindi; Cumhuriyeti ve kurtuluş ruhunu kabul edemeyenlerin Lozan’ı reddetmesinin nafile çaba olduğunu söyledi. Tosun, “Lozan Barış Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin tam bağımsızlığının en önemli kilometre taşlarından biridir. Lozan Antlaşması yiğitlik destanıdır, emperyalizme diz çöktürülen gündür. Lozan ulusal kimliğimizdir, bağımsızlığımızdır, misak-ı millidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onurlu duruşudur. Şanlı Türk halkı ne Lozan’dan, ne Atasına bağlılığından, ne de Cumhuriyet sevdasından asla ödün vermez” dedi.

“24 Temmuz Bizim Kutlayamadığımız Bayramımızdır”

Açılış konuşmasının ardından panel oturumuna geçilirken, panelin moderatörlüğünü Dikili Belediyesi’nin ilk kadın başkan yardımcısı olan Avukat Çiğdem Elibol yürüttü. Panelde ilk sözü alan Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, kendisi ve ailesi için çok özel bir öneme sahip olan Dikili’de olmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirterek, günün anlam ve öneme ilişkin görüşlerini dile getirdi. Çağlayan Adliyesi’nde görülen Cumhuriyet Gazetesi davasının ilk duruşmasına katıldıktan sonra, Dikili’ye geldiğini belirten Türenç, “Bugün basın bayramı diye lanse edilen, oysaki bizim için bayram olmayıp ‘sansürden nasıl kurtulacağız’ diye uğraştığımız bir gün.  24 Temmuz’un yıl dönümde Cumhuriyet Gazetesi’nin tutuklu çalışanlarının ilk duruşmasında sizler adına hazır katıldım, ardından sizinle olmak için Dikili’ye vardım. Evet, bugün 24 Temmuz. 24 Temmuz deyince aklımıza hemen şanlı Lozan Antlaşması geliyor. Ama 24 Temmuz bizim için çok başka değerler de yüklüyor. 24 Temmuz bizim kutlayamadığımız bayramımızdır” dedi.

Konuşmasının devamında Türk basının çok ciddi engellerle karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Türenç, “109 yıl önce basından kaldırılan sansürün 2017 de nasıl oto sansüre dönüştüğüne hepimiz tanığız. Bugün 160 tutuklu gazeteci arkadaşımız var. Basında tekelleşmenin önüne geçilemiyorsa, medya gruplarına müdahale ve baskının sona ermesi için mücadelemiz cılız kalıyorsa, hoşa gitmeyen yazı ve haberler nedeniyle 7 bini aşkın gazeteci işsizse, medya kuruluşlarına bir gecede el konula biliyorsa, yandaş medya tabirine alıştırıldıysak, demokrasinin olmazsa olmazı medyanın güçsüzleştirilmesine karşı ayağa kalkamıyorsak, sendikasızlık giderek yaygınlaşmışsa, Gezi’den beri televizyonlarda penguen belgesellerine yer verilmesine göz yumuyorsak, yabancı gazetecilerin haber peşinde koşarken casusluk suçlamasıyla hapse atılmasına ses çıkarmıyorsak, medya paylaşımlarının kapanmasına, yavaşlatılmasına, sosyal medyanın yasaklanmasına ve hatta daha ötesi ‘sosyal medya baş belasıdır’ diyenlere karşı gelemiyorsak yani sansür ve oto sansür her tarafı kaplamışsa ben 24 Temmuz’u bayram kabul etmiyorum. O yüzden bugün bayram değil. ‘Bugün hak arama ve basın özgürlüğü için ayağa kalkma günü olmalıdır’ diyorum” dedi.

“Ümmetten Millete, Tebaadan Bireye Geçişin Miladıdır Lozan”

Pınar Türenç’in ardından konuşan FOX TV Haber Genel Yayın Yönetmeni Doğan Şentürk de, Lozan Barış Antlaşması’nı itibarsızlaştırmaya çalışanların tarih bilinçlerinin olmadığını belirterek başladığı konuşmasında Lozan’dan asla vazgeçmeyeceklerine vurgu yaptı. Şentürk, “Komutan olduğu kadar diplomaside de usta bir diplomasi sanatçısı olan merhum İsmet İnönü, Lozan görüşmeleri sırasında “Biz buraya ölüm fermanımızı imzalamaya gelmedik, özgür ve bağımsız yaşama isteğimizi kabul ettirmeye geldik” diyor. Bu çok önemli bir şeydir. 24 Temmuz 1923’e kadar olan o zorlu yolda finale gelindiğinde Lozan Sarayı’nda saatler üçü dokuz geçeyi gösterirken İsmet İnönü, Gazi Mustafa Kemal’in hediye ettiği kalemle Lozan’a imza atarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin doğumunu müjdeliyor. Hepimiz Cumhuriyetin ilanı olarak 29 Ekimi biliriz. Oysa 24 Temmuz 1923’tür Türkiye’nin doğumu. Çünkü İsmet Paşa sadece bir antlaşmaya imza atmamıştır, sadece bir uzlaşmaya imza atmamıştır. Ümmetten millete, tebaadan bireye geçişin miladıdır Lozan. Öyle bazılarının dediği gibi ’12 adayı verdik’ gibi şehir efsanelerine de inanmamak gerekiyor. Biz 12 adayı Lozan’dan tam 10 yıl önce verdik. Ege’deki adaları 1912’de Uşi Antlaşması ile verdik. Lozan bir hezimet değildir. Yoktan bir ülkeyi yaratmak zorundasınız, devlet adamlığınızı göstermek durumundasınız.  Orada bir devlet adamlığı gösterildi ve bir millet yaratıldı, bir ülke yaratıldı. Lozan bu bakımdan bir uzlaşmadan daha ötedir. Lozan Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığının ve Türk Milleti’nin varlığının kabul edilmesi açısından bir zaferdir, bunu böyle bellemek lazım” dedi.

Şentürk konuşmasını şöyle sürdürdü: 

“Bugün sansürün kaldırılışının yıl dönümü ve basın bayramı. Pek dilim demeye de varmıyor ama bayramsa eğer maalesef komedi bir durum var. İşte Pınar Türenç mahkemedeydi, Misket Dikmen mahkemedeydi. Mahkeme meslektaşlarımızın celsesinin tarihini basın bayramına atmış. 24 Temmuz’da gazeteciler haber yaptığı için yargılanıyor. Şaka gibi… Hani Fatih Portakal diyor ya, ‘bizim aklımızla dalga geçmeyin’ bizim aklımızla dalga geçiyorlar… Basın bayramında sansürü tartıştığımıza göre, hala sansürü ve oto sansürü yaşadığımıza göre hani bir söz vardır ya, cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla örülüdür. Bende diyorum ki, Lozan’ı eleştirmeye giden yol ve sansüre giden yol kötü niyet taşlarıyla örülüdür. Konuşmamı Nazım Hikmet’in Kuvayi Milliye destanıyla noktalamak istiyorum; şayak kalpaklı adam ne zaman ve nasıl geleceğini bilmediği güzel ve rahat günlere inanıyordu, biz de inanıyoruz emin olun”

“Hep Birlikte Mücadele Etmeliyiz”

İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan ise, “Lozan’ın Anadolu’da başlayan şanlı mücadelenin tapusu olduğunu belirterek, “Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde başlayan kurtuluş mücadelesi ışığıdır Lozan Barış Antlaşması. Ve bu ışık hiç sönmeyecektir. Lozan’la birebir ilişkilenmiş bir kişiyim. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün hemşerisiyim. Batı Trakyalıyım, azınlık çocuğuyum. Azınlık olarak yaşamak ne demek en iyi ben bilirim. Lozan’ın ışığı Anadolu’yu  aydınlattığı gibi bizim de geleceğimizi aydınlatmıştır. Lozan inançtır, kararlılıktır. Asla vazgeçmeyiz. Bugün 24 Temmuz, bu anlamlı günde ifade etmek isterim ki mücadelemiz hukukun üstünlüğünden,  yargı bağımsızlığından, basın özgürlüğünden, demokrasinden, ifade ve iletişim özgürlüğünden yana olacak. Hep birlikte mücadele edersek kazanabilir ve ülkenin daha aydınlık olmasını sağlayabiliriz” diye konuştu.

Panelin ardından Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen tarafından katılımcılara günün anısına plaket ve çiçek takdim edilerek, etkinlik tamamlandı.