Ege Obez Çıktı !
Türkiye'nin Obezite Haritası Akdeniz mutfağıyla ünlü İzmir ve Ege Bölgesi’nde obezite oranı yüksek çıktı !!! Kordon Obezite Merkezi doktorlarından Op.Dr. Türker Karabuğa, obezite oranın Ege’de yüzde 28, Marmara ve Karadeniz’de...
KENDİ BEDEN KİTLE ENDEKSİNİZİ HESAPLAYIN
Dr. Karabuğa, obezite ve ileri laparoskopik cerrahi merkezinde obezite cerrahisi(tüp mide) ve diyabet cerrahisi (transit bipartisyon) ameliyatlarını uyguladıklarını söyledi. Obezite hastalarını sınıflandırırken Beden Kitle Endeksi değerinin hesaplandığını ifade eden Dr Karabuğa, hastaların da kendi değerlerini hesaplayabileceklerini söyledi. Kişinin kilosunun, boyunun metre cinsinden karesine bölünmesiyle bu değerin elde edildiğini söyleyen Dr. Karabuğa, “Eğer çıkan değer 18,5-25 arası ise ideal kilolu, 25-30 ise fazla kilolu, 30-40 ise obezite, 40-50 ise morbid obezite, 50’nin üzeri ise süper obezite olarak değerlendirilir. Bu değerlendirme ameliyat kararı, diyet ve mide balonu tedavileri seçiminde bize yol gösterir.”
TÜRKİYE’DE BEŞ KADINDAN İKİSİ OBEZ
Türkiye’nin obezite oranlarının tehlikeli boyutlara ulaştığına dikkat çeken Karabuğa, “TURDEP verilerine göre Türkiye’de kadınlarda obezite görülme sıklığı yüzde 44’ü, erkeklerde ise yüzde 27’yi aştı. Ortalama olarak her beş kadından ikisi, üç erkekten birisi obezite hastalığı ile mücadele ediyor. Obezitenin kadınlarda fazla görülmesinin sebepleri fizyolojik ve toplumsal özelliklerimizle açıklanabilir. Hanımların düzenlediği günlerde hamur işi ağırlıklı gıdalar tüketiliyor. Kadınların metabolizma hızları erkeklere göre yavaştır. Çocuklardaki obezite tablosu da ürkütücü boyutlara ulaşmış durumda. Şu anda Türkiye’de çocukluk dönemi obezite sıklığı yüzde 10’un üzerindedir. Bu oldukça ürkütücü bir rakam. Tüm dünya obeziteye karşı önlem almak için uğraşıyor. Çünkü obezitenin getirdiği ek hastalıklarla mücadele çok zor. Bu mücadele ciddi sağlık gideri oluşturuyor. Obezitenin Tip 2 diyabet , hipertansiyom, kalp damar hastalıkları, safra kesesi hastalıkları , eklem rahatsızlıkları, uyku apnesi, reflü hastalığı, felç, astım, adet düzensizliklerine neden olduğunu, infertilliteye yani doğurganlığı azaltığına, karaciğer yetmezliğine kadar gidebilen karaciğer yağlanmasına neden olabileceğini , bazı kanser türlerinde ( kadınlarda safra kesesi, endometriyum, yumurtalık ve meme kanseri, erkeklerde kolon ve prostat kanseri) artışa neden olduğunu ifade etti.
Tüm bunların yanında hastanın psikoljisini ve yaşam konforunu önemli ölçüde bozduğunu söyledi.
İLK 6 AY KİLO KAYBI HIZLI OLUR
Diyet, fiziksel aktivite veya ilaçla aşırı kilolarından kurtulamayan kişiler için tüp mide ameliyatının en geçerli tedavi yöntemi olduğunun altını çizen Dr. Karabuğa, şuan dünyada ve Türkiye’de en çok uygulanan obezite cerrahisi yönteminin laparoskopik sleeve gastrektomi denilen tüp mide ameliyatı olduğunu ifade etti. Yöntemin anatomik ve fizyolojik bir yöntem olduğunu, 30-60 dk kadar süren laparoskopik (kapalı) ameliyat tekniği ile midenin iştah hormonu (Ghrelin) salgılayan kısmı ile birlikte yaklaşık %80’ninin çıkarılması işlemidir. Beden kitle indeksi 35 ve üzerine olup ek hastalığı olan ya da beden kitle indeksi 40 ın üzerine olan hastalar, en az 3 yıl obezite varlığında ve 6 ay içerisinde en az 2 kez diyet ve spor gibi yöntemleri denemiş ve başarısız olmuş, ameliyata engel ciddi kanama problemi olamayan, ciddi psikiyatrik rahatsızlığının ve alkol – madde bağımlılığının olmayan 18-65 yaş arası hastalar için obezite cerrahisinin uygun olduğunu ifade etti. Dr. Karabuğa “Ameliyattan 3 saat sonra hastamızı yürütmeye başlarız. Hastanemizde üç gün misafir ediyoruz. Ameliyat sonrası özel bir diyet veriyoruz. İlk 12 gün tamamen sıvı gıdalarla ve verdiğimiz özel beslenme ürünleriyle besleniyor. Takip eden 15 gün yumuşak gıdalarla besleniyor. Birinci ayımızı doldurduktan sonra katı gıdalara geçiyoruz. Bu aşamalarda diyetisyenimiz hastalarımıza destek oluyor. 10. gün ,birinci ,ikinci ve üçüncü aylarda daha sonra üçer aylık periyodlarda hastalarımızı kontrol ediyoruz. Hastalarda ilk altı ay kilo kaybı hızlı olur” dedi.